Bu broşürün amacı bir deri hastalığı olan VİTİLİGO’yu daha iyi anlamanızı sağlamaktır. Genel hatlarıyla hastalığın ne olduğu, nedenleri, tedavi seçenekleri ve daha fazla bilgiye nereden ulaşılabileceği belirtilmektedir. Burada yazılanlar tedavi önerisi olmayıp, güncel kılavuzlar ışığında yazarın bilgi ve deneyimlerini yansıtmaktadır.

VİTİLİGO NEDİR?

Vitiligo vücudun bazı alanlarında deriye renk veren pigment kaybıyla seyreden kronik bir durumdur. Popülasyonda yaklaşık yüz kişiden birinde görülür ve dolayısıyla oldukça sık bir tablodur. Bebeklikten yaşlılığa her yaşta görülebilmekle birlikte hastaların yarısında 20 yaş öncesinde ortaya çıkar. Deride etkilenecek alan miktarı veya yayılım hızlı önceden bilinemez. Tek bir küçük yama olarak kalabilir ya da çok nadiren tüm vücutta beyazlamaya neden olabilir. Ancak sıklıkla yavaş ilerlediği birkaç yılı takiben yayılım durmaktadır. Bazı kişilerde ise tedavi verilmese dahi pigment kısmen geri gelebilir. Repigmentasyon, pigmentin geri gelmesini, yani derinin rengini tekrar kazanmasını tanımlar ve bugün için verilecek hiçbir tedavi size repigmentasyon garantisi vermemektedir.

NEDENİ NEDİR?

Deriye normal rengini veren pigment melanin olarak adlandırılır ve derideki melanosit adı verilen hücreler bu pigmenti üretirler. Vitiligo’lu yama alanlarında bu üretici hücreler yok olmaktadır. Bunun neden olduğu tam olarak anlaşılamamıştır. Bununla birlikte vücudun bağışıklık sisteminin kendi melanositlerini reddettiği/hedef aldığı ve dolayısıyla melanosit hasarına bağlı olarak pigmentin kaybolduğu açıktır. Bu nedenle ‘otoimmün’ hastalık olarak kabul edilir ve vitiligo’lu kişilerde tiroid hastalığı gibi diğer otoimmün hastalıklar da daha sık görülür. Gelişimine dair otoimmünite dışında başka hipotezler de bulunmakla birlikte bu mekanizmalar sınırlı sayıda olguda açıklama getirebilmektedir. Vitiligo hastalarının 3’te 1’inin ailesinde başka kişilerde de vitiligo vardır. Dolayısıyla bazı ailelerde genetik faktörler rol alabilmektedir. Görülme sıklığı açısından cinsiyet, ırk ya da etnik farklılık gözetmez. Ancak deri koyulaştıkça daha fark edilir hale gelir.

Vitiligo’yu bazı faktörler tetikleyebilir ya da artırabilir;

• Travma (yanık, kesik, kaşıma vb.)

• Yoğun stres

• Bazı kimyasal maddeler

Ne Değildir?

• Vitiligo enfeksiyöz veya bulaşıcı değildir. Hijyenle ilişkili değildir. Dolayısıyla vitiligo’lularla el şıkışmakta ve sarılmakta sakınca yoktur.

• Karaciğer gibi vücudun iç organlarından gelmez. Dolayısıyla ne sağlıksızlığınızın göstergesidir, ne de iç organlarınızda hastalık araştırmanıza gerek yoktur.

• Diyet ve sigara ile ilişkisi yoktur. Dolayısıyla yediklerinizin vitiligo’ya neden olmadığı gibi tanımlanmış hiçbir diyet de hastalığınızda düzelmeye neden olmayacaktır. Sadece sağlıklı ve yeterince beslenin.

HANGİ ŞİKAYETLERE NEDEN OLUR?

Bazı hastalarımızın görüntüleri nedeniyle duydukları rahatsızlık bir kenara bırakılırsa, uzun süre güneşe maruz kalındığında görülen yanıklar dışında belirgin bir şikayete neden olmaz. Bunun nedeni de güneş ışığından derimizi koruyan pigment hücrelerinin olmamasıdır. Bu konuda hekiminizin önerilerini dikkate alınız. Bazı hastalar yeni vitiligo alanları çıkarken kaşıntı ya da yanma tarifleyebilir. Her ne kadar sizin için çok rahatsız edici olmasa da, bu şikayetleriniz olduğunda hekiminize bildirin. Çünkü hekiminizin planlayacağı tedaviler bir yandan bu şikayetleri ortadan kaldıracak, öte taraftan da hastalığın yayılımını durduracaktır.

Vitiligo’nun hasta açısından neden olduğu en önemli şikayetler psikolojik etkileridir. Genel sağlığa hiçbir olumsuz etkisi olmamasına rağmen, kişinin günlük yaşamını bu kadar olumsuz etkileyebilen birkaç tablodan biridir. Çevrelerindekilerin kontrolsüz tepkileri bu kişilerde çekinme veya utanmaya neden olabilir. Hastalıkları nedeniyle depresyon, anksiyete ve özgüven eksikliği yaşayabilirler. Bu hallerde profesyonel yardım gerekli olabilir. Ayrıca hastanın hastalığını tüm yönleriyle anlaması ve vitiligo’su olan başka kişilerle temas etmesi de hastalığıyla baş etmesini ciddi oranda destekleyecektir. Yakın temasta olunan aile bireylerinin yaklaşımları hastaları doğrudan etkilemektedir. Özellikle çocuk hastaların ana babalarının tutumları, hastalığın çocuk açısından nasıl kabul edileceğini belirleyecektir. Birçok çocuk cildindeki beyazlıkları dert etmezken, damgalanma hissi taşıyan ebeveynleri, çocuklarını hekim hekim gezdirmekte ve taşıdıkları evhamları nedeniyle çocuklarını ‘hasta olduklarına’ geri dönülmez şekilde ikna etmektedir. Dolayısıyla hastalık hakkında bilgilendirme yaparken, çocukların evhamlı ana-babaları öncelikle teskin edilmeli ve gerekirse eğitilmelidir.

NASIL GÖRÜNÜR?

Derinin normal renginin kaybolduğu düzensiz şekilli vitiligo yamaları beyaz renklidir. Koyu tenlilerde ve etrafındaki normal deri yazın koyulaştığında daha belirgin bir hal alır. Rengi dışında deri tamamen normaldir. Çoğunlukla vücudun iki tarafında benzer şekiller ortaya koyacak şekilde simetrik yerleşir. En sık yerleştiği alanlar eller, yüz, açıklıkların etrafı (göz, ağız, burun, göbek deliği, genital açıklıklar) ve koltuk altı ve kasıklar gibi katlantı alanlarıdır. Kıllı alanlarda oluşursa kılın beyazlamasına neden olabilir.

NASIL TANI KONUR?

Çoğu zaman beyaz alanların klasik alanlardaki tipik görünümü ile tanı konulur. Daha nadir bazı hallerde ise deride beyaz yamaların görüldüğü başka hastalıklardan ayırt edilmesi gerekebilir. Özellikle açık tenlilerde tutulan yerleri tam olarak saptayabilmek için hekim karanlık odada Wood ışığı kullanabilir. Tanı konulduktan sonra hekiminiz tiroid hastalığı ve diğer otoimmün hastalıkların da olup olmadığını ortaya koymak için kan testi isteyebilir. Hem hastalığınızı dokümante etmek hem de tedaviye yanıtınızın değerlendirilmesi için hekiminiz bu süreçte lezyonlarınızın fotoğraflarını alabilir.

HASTALIK SÜRECİ NASILDIR?

Başlangıçta küçük beyaz alanlar şeklinde başlar. Hastalık süreci ve şiddeti kişiler arasında farklılık gösterir. Bazen birkaç küçük yama sonrası hiç ilerleme olmayabilir. Ya da bu yamalar birkaç ayda hızla ilerledikten sonra yıllarca değişmeksizin stabil kalabilir. Ancak çoğunda beyaz yamalar genişlerken vücudun diğer alanlarında yeni lezyonlar eklenmekte ve nihayetinde derinin büyük bölümü etkilenebilmektedir. Tedavisiz lezyonlar çoğunlukla kalıcıdır ve nihai sonuç önceden kestirilemez. Nadiren, tedavi almaksızın da deri normal rengine dönebilir. Tıbbi olarak repigmentasyon olarak tanımlanan bu iyileşme yanıtı sıklıkla kılların etrafından başlar. Birçok kıl etrafında koyu noktalar oluştuğunda ise deriye çilli bir görüntü verir ve bu görünüm uygulamakta olduğumuz tedaviye dair umutlarımızı artırır.

VİTİLİGO TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?

Hem evet hem de hayır!

Bu sorudan kasıt ‘Vitiligo tedavi edilebilir bir hastalık mıdır?’ ise, birçok hastada da gözlediğimiz üzere ‘Elbette tedavi edilebilir bir hastalıktır’. Ancak ‘Kesin tedavisi var mı?’ sorusunun yanıtı ise birçok kronik hastalıkta olduğu gibi ‘Hayır, kesin tedavisi yok’ denebilir. Dolayısıyla bu sorunun her vitiligo’lu hasta için ayrı bir yanıtı vardır.

VİTİLİGO NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Hekiminizle birlikte karar vereceğiniz çok sayıda tedavi seçeneği bulunmaktadır. Bunlardan ilki, tedavi etmemeye karar vermektir. Mevcut görüntü rahatsızlık vermiyorsa, sadece güneşten koruyucu krem ve istediğinizde kullanacağınız kapatıcı makyajlar ile hayatınıza devam edebilirsiniz. Ancak tedavi beklentiniz varsa aşağıdaki seçenekler tablonuza göre kullanılabilecektir;

Tropikal Tedaviler

Sürme kremler sınırlı hastalıkta genellikle ilk seçeneklerdir. En sık kullanılanlar kortikosteroidler ve Kalsinörin inhibitörleridir. Hekiminiz ilaçların yan etkilerinden kaçınmak ve etkilerini artırmak için bunları birlikte kullanmayı tercih edebilir. Lütfen hekiminizin size anlattığı kullanım şeması ve süresine riayet edin ve krem sürdüğünüz yerlerde sivilcelenme, deride incelme, damarlanma artışı gördüğünüz taktirde kendisiyle konuşun.

Fototerapi

Etkilenen deri alanlarının yapay ultraviyole ışığa maruz bırakıldığı bir tedavi şeklidir ve farklı yöntemlerle uygulanabilmektedir. En sık tercih edilen dalga boyları darbant UVB (311nm) ve excimer lazer ya da ışıktır (308nm). Tüm vücudun ışınlandığı kabin tedavileri yanında sadece sınırlı alana yapılan lokal tedaviler de bulunmaktadır. Çocuklarda dahi uygulanabilmekle birlikte haftada 2 veya 3 kez cihazın bulunduğu merkeze gitme gereksinimi işlemin en önemli zorluğudur.

Sistemik İlaçlar

Ağızdan ya da iğne şeklinde verilen tedaviler özellikle yayılım gösteren olgularda hastalık aktivitesini durdurmak için kısa süreli verilir ve yayılım durduktan sonra diğer yöntemlerle tedaviye devam edilir. Kortikosteroid veya metotreksat gibi ajanlarla yapılacak durdurma tedavisi, taşıdığı yan etki potansiyeli nedeniyle sadece uygun hastada ve mutlaka dermatolog tarafından verilmelidir.

Lazer Tedavileri

Son yıllarda hakkında daha çok yayın çıkmakta olan bir başka alternatif de kombinasyon tedavilerinin bir parçası olarak ablatif lazer uygulamalarıdır. Kendi tecrübemizde diğer tedavilere dirençli, repigmentasyon yanıtı gözlenemeyen olguların mevcut tedavilerine Er-YAG lazer eklenmesinin belirgin bir yanıta (3. ayda %50’den fazla düzelme) neden olduğunu gözledik. Yöntemin temel mantığı, mevcut tedavi yaklaşımlarının (krem, ışık vs.) lazerin açtığı kanallardan hedefe daha rahat ulaşması ve daha kısa sürede etkisini ortaya koymasıdır. Er-YAG lazer sonrasında uygulanan dar-bant UVB, mikrofototerapi, tacrolimus, 5-FU ve steroid ile tedavi etkinliğinin belirgin şekilde artırılabildiğini aşağıdaki yayınlarımızda da ortaya koyduk. (1. Photobiomodul Photomed Laser Surg. 2021;39(9):600-606. 2. Pediatric Dermatology. 2020;37:514–516)

Cerrahi Tedaviler

Diğer tedavilere dirençli ve stabil/durağan kabul edilen vitiligo hastalarında (son 1 yılda yeni lezyon çıkmaması ve mevcut lezyonların genişlememesi) cerrahi tedavi yapılabilir. Normal deri alanından vitiligo’lu alan doku ya da hücre aktarımı şeklinde yapılan bu uygulamalar uygun hastada uygun metod ile yapılırsa etkin sonuçlar alınabilir. Doku aktarımı açısından zımba (punch), emme bül (suction blister) veya yarı-kat deri greftleri; hücre aktarımı açısından bazal hücre süspansiyonları ya da kültüre edilerek çoğaltılan melanosit süspansiyonları kullanılan başlıca yöntemlerdir.

Depigmentasyon

Bu istisnai yaklaşım, hastanın normal derisinin vitiligo’lu beyaz alanlarında leke şeklinde görüldüğü durumlarda dikkate alınabilir. Karşıdaki kişiler hastanın açık tenli olduğunu, ancak bazı yerlerinde koyu lekeler (normal deri adaları!) bulunduğunu düşünebilir. Bu hallerde, hastanın dışarıdan dikkati çeken yüz, el, kol gibi alanlarındaki normal pigmentli alanlar tıpkı vitiligo’da olduğu gibi silinebilir. Ancak bu durumun psikolojik, sosyal ve tıbbi sonuçları hasta ile tartışılarak karar verilmelidir. Bu amaçla renk açıcı kimyasal ajanlar (hidrokinon benzeri) ve fiziksel tedaviler (lazer tedavileri, kriyoterapi vb.) yapılabilir.

FAYDALI DİĞER WEB SAYFALARI

  • https://turkdermatoloji.org.tr/media/hasta_bilgilendirme/vitiligo.pdf
  • https://www.aad.org/public/diseases/a-z/vitiligo-overview
  • https://www.bad.org.uk/shared/get-file.ashx?id=137&itemtype=document
  • Botsali A, Caliskan E. Safety and Efficacy of High-Dose Fractional Erbium: Yttrium Aluminium Garnet Laser in Stable Vitiligo. Photobiomodul Photomed Laser Surg. 2021;39(9):600-606.
  • Botsali A, Caliskan E. Management of recalcitrant vitiligo in Vogt-Koyanagi-Harada syndrome: Adjuvant ablative fractional laser. Pediatr Dermatol. 2020 May;37(3):514-516.